Zaman ,sesler, yaşam, çocuk,zorluk,çabalamak…Bu kelimeler
tanıdık bir o kadar da aşina bize biz kadınlara yaşamın kısa bir parçası olarak
da nitelendirilebilir. Kimdir kadın, nedir ya da ne değildir?
Bir sessizlik içinde kaybolan ama aslında çığlıklarını
duyurmak için o koskoca toplum içinde feryat figan bağırabilmek için çırpınan
,çırpındıkça kaybolmaya mahkum olan kadın bizim kadınlarımız…
Kadın bir cinsel obje, tutku dolu bir varlık, istenilen,
uğrunda mücadeleler verilen yakılan,yıkılan kadın o kadın ki onun uğruna
ülkeler yok olmuş, insanlar can vermiştir. Peki bu kadar önemli bu kadınlar
neden biz bunu gerçekten hissedemiyoruz ?
Geçenlerde bir sohbete tutuştuk arkadaşımla kadın-erkek
muhabbeti üzerine ve çok fena cevaplar aldım kendimce J kadın- erkek eşitliğinden bahsetme dedi kadın
sürekli kendini beğendirme çabasında sürekli toplumda yer edinme çabasında
sadece bel altı ve tatmin etme aracı, dahası kadının tek memesi yoksa, herhangi
bir uzvu eksik veya sakat olsa alay konusu, dışlanma korkusu üzerine hakim peki ama okutulmayan,hoooop !!! dünyaya gelir
gelmez sen dayak yiyebilirsin, sen 15’inde parayla kocaya gidebilirsin, ömür
boyu hizmetçilik yapabilirsin ,canımız ne zaman isterse seni beceririz
muhabbetine maruz kalan da kadındır, savaşlarda cepheye silah taşıyan, çocuk
doğuran, onu büyüten besleyen yeri gelince nice güzel başarılar kazanan da
kadındır.
Şimdi soralım hep bir ağızdan kadın olmak uzun bir
sessizliğe işaret değil midir ?
Damla Eker
Damla Eker
0 yorum:
Yorum Gönder